sayfa içeriği
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri hukuku ile ilgili konularda bilgi sunumu
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri Hukuku ile ilgili hususlarda bilgi sunumu
BÖLÜMLER
HABER BAŞLIKLARI

YİM.e üye olarak atanan sınıf subayları, AYİM.in bağımsızlığı, AYİM nezdinde temyiz hakkı vb.

BİR ANY. MAH. KARARI: AYİM.e üye olarak atanan sınıf subayları, AYİM.in bağımsızlığı, AYİM nezdinde temyiz hakkı vb. konularda gerekçe içermektedir.
Anayasa Mahkemesi Kararı:  BaşvurucuTürkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün (TODAİE) 2011-2012 akademik yılı için açmış olduğu Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Programına katılma hakkı kazanmasına rağmen, Jandarma Genel Komutanlığı'nın "2011 yılı Yurt İçi ve Yurt Dışı Mesleki Gelişim Planı içerisinde TODAİE'nin yer almaması" gerekçesiyle katılımını uygun görmeyerek izin vermemesi üzerine açtığı iptal davasının, Askeri Yüksek İdare Mahkemesince (AYİM) reddedilmesi nedeniyle eğitim hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesi, bir kamu personelinin TODAİE'deki programı kazanmış olmasına rağmen kurumunca TODAİE'ye gönderilmemesi işlemini "temel haklar" içine girmediği için incelemedi.(Any.Mah. 2. Bölüm, Başvuru No: 2012/1334, K.T: 17.9.2013)

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin üye olarak atanan sınıf subayları ile ilgili olarak yapılan değerlendirme, bu Kararda dikkati çekmektedier. Kararda şöyle denilmektedir:   

"AYİM'de üye olarak atanan sınıf subayları yönünden ise salt bunların Genelkurmay Başkanlığınca önerilen üç aday arasından seçilmesi sebebiyle bu üyelerin bağımsızlığının zedelendiği söylenemez. Sınıf subayı üyelerin nihai atama yetkisi Cumhurbaşkanı'na aittir. Bunların atanmasından sonra, sınıf subayı üyeler, askeri hakim üyeler gibi, görevlerini yerine getirirken dış müdahaleye karşı anayasal güvence altındadırlar. Bu üyeler hakimlik görevleri süresince askeri veya idari organlar tarafından görevlerinden alınamazlar. Sınıf subayı üyelerinin en fazla dört yıllık bir süre ile görev yapmaları, disiplin konularında yukarıda bahsedilen Disiplin Kuruluna tabi kılınmaları, görev süreleri zarfında idari veya askeri yetkililerce herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmamaları, idareye karşı bağımsızlıklarını güçlendirmiştir. (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. Mustafa Yavuz vd./Türkiye, 29870/96, 25/5/2000; Bek/Türkiye, 23522/05, 20/4/2010)"

Diğer yandan Anayasa Mahkemesi kararında AYİM.in tarafsız mahkeme olmadığına diar iddialara karşı şu hususlara yer verilmektedir:

"AYİM'in bağımsız ve tarafsız mahkeme olmadığına somut gerekçe olarak, başvurucunun iddiasıyla benzer nitelikte olan davaların genel idari yargı ve Danıştay'da kabul edilmesine rağmen AYİM'de reddedilmesi gösterilmektedir. Başvurucunun bu iddiası içtihat farklılığına ilişkin olup, tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi AYİM'in bağımsız ve tarafsız mahkeme olmadığını da göstermez. Somut dava ile ilgili olarak, sübjektif veya objektif esaslar doğrultusunda AYİM'in tarafsızlığını kuşkulu hale koyacak bir durum tespit edilmediği gibi yargılamanın bağımsız ve tarafsız olmadığına ilişkin bir husus da saptanmamıştır. Dolayısıyla derece mahkemelerinin kararlarında açık bir ihlal tespit edilmediğinden, başvurucunun bu yöndeki iddiaları "açıkça dayanaktan yoksun " bulunmuştur."

KARARIN BAZI BÖLÜMLERİ ŞÖYLEDİR:

OLAY: Başvurucu, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde 14/7/1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi gıda mühendisi olarak görev yapmakta iken, TODAIE' nin 2011-2012 akademik yılı için açmış olduğu Kamu Yönetimi Yüksek Lisans programına katılmaya hak kazanmıştır.

TODAIE 'nin 4/7/2011 tarihli yazısı ile başvurucunun programa katılmaya hak kazanmasıyla ilgili olarak Jandarma Genel Komutanlığına bilgi verilmiş ve başarılı olanların kurumlarınca izinli sayılacağı hususu ile programa devamın zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bu yazıda ayrıca, programa katılmaya hak kazanan başvurucunun kaydının yapılabilmesi için, program süresince izinli olduğunu belirtir yazının 29/7/2011 tarihine kadar gönderilmesinin gerektiği ifade edilmiştir.

Jandarma Genel Komutanlığının TODAİE'ye cevaben "2011 yılı Yurt İçi ve Yurt Dışı Mesleki Gelişim Planı içerisinde TODAİE'nin yer almaması nedeniyle başvurucunun programa katılımını uygun görmediğini" bildirdiği ve kayıt için zorunlu olan izni vermediği TODAİE'nin 18/8/2011 tarihli yazısından anlaşılmıştır.

Başvurucu, Jandarma Genel Komutanlığının işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması için 19/9/2011 tarihinde AYİM'ne başvurmuştur. AYİM İkinci Dairesi tarafından, iptal istemi "657 sayılı Kanunun 237/B maddesi uyarınca, memurların ilerleme yükselmeleri, ödev, hak, yüküm ve sorumlulukları ve diğer özlük hakları konusunda öncelikle bu kanun ve kanunla ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanacağından, ... TODAİE tarafından düzenlenen yüksek lisans programının, Jandarma Genel Komutanlığınca 1 Kasım 2010 tarihinde yayımlanan 2011 yılı Yurtiçi ve Yurtdışı Mesleki Gelişim Planında olmadığı" gerekçesiyle 21/3/2012 tarih ve E:2011/1247, K:2011/329 sayılı kararla reddedilmiştir.

Bahsedilen ilama karşı yapılan karar düzeltme talebi de aynı Dairenin 21/11/2012 tarih ve E.2012/546, K.2012/1060 sayılı kararıyla reddedilmiş, karar aynı tarihte kesinleşmiştir. Bu karar başvurucuya 6/12/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Başvurucu, TODAİE'nin 2011-2012 akademik yılı için açmış olduğu Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Programına katılma hakkı kazanmasına rağmen, Jandarma Genel Komutanlığının izin vermemesi ve bunun üzerine açtığı iptal davasının AYİM tarafından reddedilmesinin eğitim hakkını ihlal ettiğini, ayrıca, AYİM'de görev yapan özellikle hakim sınıfından olmayan üyelerin tümüyle idareye bağlı olduğu, atamalarında ve seçimlerinde büyük ölçüde idarenin ve ordunun müdahalesinin bulunduğu iddiasıyla bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadığını ve AYİM kararlarının temyiz edilemediğini, karar düzeltme talebini de aynı dairenin incelediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yeniden yargılama yapılmak suretiyle eğitim hakkının iade edilmesini ve AYİM'de yapmış olduğu tüm yargılama giderlerinin kendisine ödenmesini talep etmiştir.

"B. Değerlendirme

18. Anayasa'nm 42. maddesi şöyledir:

"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir.

İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.

Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

19. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ek Türkiye'nin taraf olduğu 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi şöyledir:

"Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir."

20. Anayasa'nın 148. maddesi şöyledir:

"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz."

21. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkr kenar başlıklı 45. maddesinin (1) fıkrası şöyledir:

"(l)Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye 'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir."

22. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesF kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"Mahkeme, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir. "

23. 6216 sayılı Kanun'un "Esas hakkındaki inceleme" kenar başlıklı 49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel başvurulara ilişkin

incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan

kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır. Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi

gereken hususlarda inceleme yapılamaz. "

1- Eğitim Hakkı Yönünden fnceleme

24. 6216 sayılı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Mahkemece açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikayetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir.

25. Başvurucunun personeli olduğu Jandarma Genel Komutanlığı, başvurucunun TODAİE'de yüksek lisans yapması amacıyla talep ettiği ücretli izni kendisine vermemiştir. Başvurucunun iptal istemiyle açtığı dava ise AYİM İkinci Dairesi tarafından çelişen kanunlardan 657 sayılı Kanun hükümlerinin öncelikli olarak uygulanması gerektiği gerekçesiyle reddedilmiştir.

26. Başvurucuya ücretli izin verilip verilmemesinin istihdam edildiği Jandarma Genel Komutanlığının yetkisinde olduğu ve bu yetkinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesinin ise AYİM yetkisinde olduğu ilgili kanun hükümleri gereği açıktır.

27. Başvurucu, programa katılımının uygun görülmeyerek kendisine ücretli izin verilmemesi işleminin AYİM tarafından iptal edilmemesini, eğitim hakkının ihlali olarak değerlendirmektedir. Başvurucu bunun dışında eğitim hakkına yapılan kamu gücüne dayalı bir müdahaleden bahsetmemektedir. Jandarma Genel Komutanlığının başvuru konusu olaya ilişkin kararı doğrudan eğitim hakkıyla ilgili olmayıp, başvurucuya ücretli izin verilmesi talebinin reddedilmesiyle ilgilidir. Yine AYİM'in başvuru konusu olaya ilişkin kararı da doğrudan eğitim hakkıyla ilgili olmayıp, asıl olarak izin vermeme işleminin hukuka uygunluğuyla ilgilidir.

28. Eğitim hakkı, kamu ve özel eğitim kurumlarını kapsadığı gibi eğitimin; ilk, orta ve yüksek öğrenim seviyelerini de kapsar. (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz.

Kjeldsen, Busk Madsen ve Pedersen/Danimarka, 5926/72, 7/12/1976, § 50; Leyla Şahin/Türkiye, 44774/98, 10/11/2005, §§ 134-136)

29. Anayasa'da yer alan eğitim ve öğrenim hakkı, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini yüklemekle birlikte Anayasa'da öngörülen ilköğretim dışında devletin tüm bireylere eğitim ve öğrenim sağlaması şeklinde pozitif bir ödev yüklememektedir. Devletin özellikle lisansüstü eğitim almak isteyen herkese bunu sağlama şeklinde pozitif bir ödevi bulunmamaktadır. Bu çerçevede kamu kurumlarının her personeline yüksek lisans ya da doktora eğitimi amacıyla ücretli izin verme yükümlülüğü yoktur. Kamu kurumlarının yürüttükleri hizmetin niteliği ve ihtiyaç duydukları nitelikli personel ihtiyacına göre bazı personeli çeşitli eğitimlere tabi tutma ya da yurt içi veya yurt dışı eğitim kurumlarında lisansüstü eğitim de dahil olmak üzere ücretli veya ücretsiz görevlendirme konusunda takdir yetkisine sahip oldukları kuşkusuzdur.

30. Başvurucu kurumundan izin almadan TODAİE'de yüksek lisans sınavına girerek sınavı kazanmış ve buna dayanarak kurumundan ücretli izin talep etmiştir. Kurum kendi eğitim planlamasını gerekçe göstererek izin talebini reddetmiştir. Bu durumda başvurucunun eğitim hakkına kamu gücü kullanılarak doğrudan bir müdahalede bulunulmadığı, başvurucunun eğitim hakkının başvurucuya ücretli izin verilmemesi işleminden dolaylı olarak etkilendiği anlaşılmaktadır.

31. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun eğitim hakkının ihlali iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin olmadığı açık olduğundan, başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin "açıkça dayanaktan yoksun olması" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2- Adil Yargılanma Hakkı ile İlgili Olarak

A- Bağımsız ve Tarafsız Mahkemede Yargılanma Hakkı

32. 6216 sayılı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Mahkemece açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikayetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir.

33. Başvurucu, AYİM'de görev yapan özellikle hakim sınıfından olmayan üyelerin tümüyle idareye bağlı olduğu, atamalarının ve seçimlerinin büyük ölçüde idarenin ve ordunun müdahalesini gerektirdiği, askeri yargıçların statülerindeki bazı özelliklerin de sorunlu olduğu iddiasıyla bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadığını ileri sürerek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

34. AYİM'in oluşumu, statüsü ve görevleri Anayasa ve ilgili Kanun'da hüküm altına alınmıştır. AYİM'e atanan askeri hakimlerin bağımsızlığının Anayasa ve ilgili Kanun hükümleri ile garanti altına alındığı, atanma ve çalışma usulleri yönünden, askeri hakimlerin bağımsızlıklarını zedeleyecek bir hususun olmadığı, kararlarından dolayı idareye hesap verme durumunda bulunmadıkları, disipline ilişkin konuların AYİM Yüksek Disiplin Kurulunca incelenip karara bağlandığı görülmektedir (B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 29).

35. AYİM'de üye olarak atanan sınıf subayları yönünden ise salt bunların Genelkurmay Başkanlığınca önerilen üç aday arasından seçilmesi sebebiyle bu üyelerin bağımsızlığının zedelendiği söylenemez. Sınıf subayı üyelerin nihai atama yetkisi Cumhurbaşkanı'na aittir. Bunların atanmasından sonra, sınıf subayı üyeler, askeri hakim üyeler gibi, görevlerini yerine getirirken dış müdahaleye karşı anayasal güvence altındadırlar. Bu üyeler hakimlik görevleri süresince askeri veya idari organlar tarafından görevlerinden alınamazlar. Sınıf subayı üyelerinin en fazla dört yıllık bir süre ile görev yapmaları, disiplin konularında yukarıda bahsedilen Disiplin Kuruluna tabi kılınmaları, görev süreleri zarfında idari veya askeri yetkililerce herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmamaları, idareye karşı bağımsızlıklarını güçlendirmiştir. (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. Mustafa Yavuz vd./Türkiye, 29870/96, 25/5/2000; Bek/Türkiye, 23522/05, 20/4/2010)

36. AYİM'in bağımsız ve tarafsız mahkeme olmadığına somut gerekçe olarak, başvurucunun iddiasıyla benzer nitelikte olan davaların genel idari yargı ve Danıştay'da kabul edilmesine rağmen AYİM'de reddedilmesi gösterilmektedir. Başvurucunun bu iddiası içtihat farklılığına ilişkin olup, tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi AYİM'in bağımsız ve tarafsız mahkeme olmadığını da göstermez.

37. Somut dava ile ilgili olarak, sübjektif veya objektif esaslar doğrultusunda AYİM'in tarafsızlığını kuşkulu hale koyacak bir durum tespit edilmediği gibi yargılamanın bağımsız ve tarafsız olmadığına ilişkin bir husus da saptanmamıştır. Dolayısıyla derece mahkemelerinin kararlarında açık bir ihlal tespit edilmediğinden, başvurucunun bu yöndeki iddiaları "açıkça dayanaktan yoksun " bulunmuştur.

B- İki Dereceli Yargılanma Hakkı

38. Başvurucu AYİM daire kararlarına karşı başvurulabilecek bir temyiz merciinin olmadığını, karar düzeltme taleplerinin AYİM'nin aynı dairesi tarafından incelendiğini ve bu durumun adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

39. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre, Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için, kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi (AİHS) ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, Anayasa ve AİHS'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (B. No: 2012/1049,26/3/2013, § 18).

40. Başvurucunun başvuru dilekçesinde ifade ettiği AYİM nezdinde temyiz, yani iki dereceli yargılanma hakkı, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden olmadığı gibi, AİHS ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokollerden herhangi birinin kapsamına da girmemektedir.

41. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu ihlal iddialarının Anayasa ve AİHS'nin ortak koruma alanı dışında kaldığı anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin "konu bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

A. Başvurunun;

1. Eğitim hakkı ve bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkıyla ilgili kısımlarının "açıkça dayanaktan yoksun olması",

2. İki dereceli yargılanma hakkıyla ilgili kısmının "konu bakımından yetkisizlik"

nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 17/9/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.



KARAR METNİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

Site Haritası
Site Yöneticisi


Avukat Orhan ÇELEN


Korkut Reis Mah. İlkiz Sok.
Fatih Apt. No: 20/14

06430 Sıhhıye-ANKARA
TÜRKİYE           
TEL: 0 542 427 44 72
         0 312 229 97 57

Jandarma subayı iken ANKARA Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve 1983 yılında sınıf değiştirerek askeri hakimliğe geçti. Askeri savcı, askeri hakim, adli müşavir yrd., disiplin sb.lığı, şb. md.lüğü gibi çeşitli görevlerde bulundu. (E.) Hakim Alb. Orhan ÇELEN; Şubat 1999’da kendi isteğiyle KKK.lığından emekliye ayrıldı. Halen ANKARA Barona kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır.
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam89
Toplam Ziyaret1376201
Saat
Hava Durumu
Sitemize destek verin
Resimli özlü sözler

Üyelik Girişi