sayfa içeriği
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri hukuku ile ilgili konularda bilgi sunumu
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri Hukuku ile ilgili hususlarda bilgi sunumu
BÖLÜMLER
HABER BAŞLIKLARI

DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE VİCDANİ RED: TÜRKİYE ÖRNEĞİ,A.Serra Cankur

DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE VİCDANİ RED:TÜRKİYE ÖRNEĞİ, A.Serra Cankur, İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜHUKUK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI(İNSAN HAKLARI HUKUKU), Doç. Dr. Semra SOMERSAN 2009, 

 

GİRİŞ

18. yüzyılda modern ulus devletlerin inşasının başlamasıyla, ulus devlet;“yurttaşın yönetme meşruiyetinin” temeli olarak kabul edilmiş, bu da ulus-devlet sınırları içerisinde yaşayan yurttaşa hak ve sorumluluklar vermiştir. Feodal sistemin aksine kişiye bireysel hiçbir doğrudan çıkar vaat etmediği için bir ideolojiye gereksinim duyar. “ Tabii olarak teritoryal ideolojisi milliyetçilik,bunun zemini de öncelikle “vatan” kavramı olacaktır. Yani askere alınmış yurttaşlara, ölüm de dâhil her türden maddi, manevi kayıplar karşısında “vatan sağolsun” dedirtebilecek bir ideolojik çerçeve yaratmak, asker edileceklerin buyönde doktrine edilmeleri ve daha da önemlisi bu soyutlama karşısında kifedakârlığa ikna edilmeleri gerekmektedir.” 

Ulus -devlet yapısının, “kendini” yurttaşları üzerinden yeniden üretebilmesini sağlayan “meşrulaştırıcı mitler” geliştirmesi, oluşturduğu sistemi güçlendirmiştir. Böylelikle ulus-devlet ; “yurttaşlarına”, katılımları ve seçimleriyle yönetiminde söz hakkına sahip olabilecekleri, politikada etkin olabilecekleri bir devlet modeli sunarken, kamusal düzeni sağlamak, yurttaşların birbirlerine ve diğer devletlerin onlara şiddet uygulamalarını engelleyecek “güvenlik sistemini kurma”sorumluluğunu da kendi üstüne almıştır. Güvenliği sağlayacak baskı aygıtına da ordu demiştir.Devletin sınırlarını, milli menfaat ve milli hedefler doğrultusunda korumakla yükümlü olan ordu, toplumun militarizasyonunu sağlarken, şiddet kültürünü de,barış kültürünün önüne koyarak güçlendirmiş, bir takım savaşların “haklı karşılanıp” meşrulaştırılmasını sağlamıştır. Böylelikle “vatani için ölenlerin saygınlık kazandığı, savaşta öldürenlerin kahraman olduğu, insan öldürmeye vicdanı el veremeyenlerin ise “vatan haini olduğu” bir “toplumsal gerçeklik”yaratılmıştır.

Varlığımızın nedeni devlete, devletin bekası orduya mal edilmiştir.Modern dünyada ulusal güvenlik, sağlanması gereken en önemli konu, savaş iseyegâne araç olmuştur.Sistem her ne kadar iyi kurgulanmış ve kendini güçlü kılmış olmasına karşın elbetteki herkes bu “gerçekliğe inanmıyor”, her toplumda “çürük yumurtalar” çıkıyordu. Savaş yüzyıllarca kendi tarihini yazmaya devam ederken, savaşkarşıtları da kendi tarihlerini yazıyorlardı. Sistemi döndüren çarklardan biri olmak istemeyenler, “itaat etmemeyi” seçiyor ve “çarklardaki kum” olmayı tercih ediyorlardı.İtaat etmemeyi seçenler, ahlaki ve politik görüşleri doğrultusunda, şiddetiçermeyen eylemler yaparak, “meşruiyetine” inanmadıkları yasalara aykırıdavranıyor, ortak adalet anlayışına vurgu yaparak kamu vicdanına çağrı yapıyordu. Yüzyıllar içerisinde, bu şekliyle itaatsizliğin adı “sivil itaatsizlik”olarak tanımlandı.

Sivil itaatsizlik eylemleri, kimi zaman ırkçı politikalara, kimizaman savaş vergisi ödemeye “itaat etmemek” şeklinde politik ve toplumsalalanın birçok aşamasında var oldu ve toplumların demokratikleşme sürecinietkiledi. Bu alanlardan bir tanesi de savaşa dâhil olmamak, savaşmayı ve askere gitmeyi reddetmek oldu.Dünya'da 70'li yıllarla birlikte sıklıkla duyulmaya başlanan, vicdani ret kavramı,genel anlamıyla, kişinin ahlaki tercih, dini inanç, felsefi görüş ya da politik nedenlerle askeri eğitim ve hizmette bulunmayı, silah taşımayı ve kullanmayı reddetmesidir. Sonraki yıllarda vicdani ret kavramı, askere gitmeyi reddederek,savaşa dâhil olmamayı seçenler tarafından bilinir kılınmaya başlanmış, bugün gelinen noktada birçok ulusal ve uluslararası hukuk normunda temel insan hakkı olarak tanımlanmıştır. Bugün Avrupa Konseyi üyesi ülkeler içerisinde vicdani reddin hak olarak tanınmadığı sadece iki ülke vardır; Türkiye ve Azerbaycan.

...

...

- "DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE VİCDANİ RED:TÜRKİYE ÖRNEĞİ" TEZİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

 

KAYNAK VE ALINTI: http://acikerisim.bilgi.edu.tr/browse-page-2/

Site Haritası
Site Yöneticisi


Avukat Orhan ÇELEN


Korkut Reis Mah. İlkiz Sok.
Fatih Apt. No: 20/14

06430 Sıhhıye-ANKARA
TÜRKİYE           
TEL: 0 542 427 44 72
         0 312 229 97 57

Jandarma subayı iken ANKARA Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve 1983 yılında sınıf değiştirerek askeri hakimliğe geçti. Askeri savcı, askeri hakim, adli müşavir yrd., disiplin sb.lığı, şb. md.lüğü gibi çeşitli görevlerde bulundu. (E.) Hakim Alb. Orhan ÇELEN; Şubat 1999’da kendi isteğiyle KKK.lığından emekliye ayrıldı. Halen ANKARA Barona kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır.
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam200
Toplam Ziyaret1376312
Saat
Hava Durumu
Sitemize destek verin
Resimli özlü sözler

Üyelik Girişi